ÖZET
Amaç:
Erkeklerde meme kanseri nadir rastlanan tümörlerdendir. Bu çalışmada meme polikliniğimize başvuran hastalardan meme kanseri tespit edilen erkek hastalar incelenmiştir.
Yöntem:
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nde meme kanseri tanısı ile opere edilen altı erkek hasta geriye dönük olarak incelenmiştir. Hastalar, Ocak 2009-Aralık 2012 tarihleri arasında meme polikliniğine başvurup meme kanseri tanısı alan 268 hasta arasından seçilmiştir.
Bulgular:
Hastaların yaş ortalaması 61 yıl (50-73) idi. En sık başvuru nedeni memede ele gelen kitleydi. Tümör çapı ortalaması 2.58 cm (2-3.5) idi. Olguların tümüne modifiye radikal mastektomi uygulandı. Tüm hastalarda preoperatif kor biyopside olduğu gibi postoperatif histopatolojik olarak invazif duktal karsinom tanısı doğrulandı. Preoperatif yapılan görüntülemelerde ve postoperatif patolojik incelemelerde tüm hastalarda aksiller lenf nodu tutulumu saptandı. Hastalara uygun adjuvan tedaviler uygulandı.
Sonuç:
Erkek meme kanseri ile kadın meme kanseri aynı evrede ise benzer prognoza sahiptir. Meme kanseri erkeklerde çok nadir rastlanır ancak tanıda gecikme olduğundan çoğu vakada ileri evrede saptanır.
Giriş
Meme kanserine erkeklerde nadiren rastlanır. Memede akıntı, kitle, çekinti gibi bulgular bir çok olguda görülmesine rağmen yeterince önemsenmemektedir ve hastaneye başvurunun ertelenmesi ile tanıda gecikme yaşanmaktadır. Bununla birlikte bazen mevcut bulguların atlandığı da dikkati çekmektedir. Tanıdaki bu gecikme hastalığın daha ileri evrede tespit edilmesine neden olmaktadır. Klinik bulgular, görüntüleme yöntemleri ve biyopsiler ile kesin tanı konulmaktadır. Kesin tanı konulduktan sonra uygun cerrahi ve adjuvan tedaviler uygulanmaktadır (1-8).
Gereç ve Yöntem
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Meme Hastalıkları Polikliniği’ne 2009 Ocak- 2012 Aralık ayları arasında başvurup meme kanseri tanısı alan 268 hastadan erkek meme kanseri olan altı hasta geriye dönük olarak incelenmiştir.
Bulgular
Hastaların yaş ortalaması 61 yıl (50-73) idi. En sık başvuru nedeni memede ele gelen kitle idi. Tümör çapı ortalaması 2.58 cm (2-3.5) idi. Dört hastada tümör sağ memede, iki hastada ise sol memede saptandı. Tüm hastalara kor biyopsi ile invazif duktal karsinom tanısı konuldu. Olguların tümüne modifiye radikal mastektomi uygulandı (Resim 1, 2). Bir hastada postoperatif 7. günde komplikasyon olarak seroma gelişti. Seroma boşaltılıp takip edildi (Resim 3). Hastaların tümünde östrojen reseptörü (ER) ve progesteron reseptörü (PR) pozitif bulundu. İki hastada c-erb B2 pozitif olarak saptandı. Tüm hastalarda postoperatif yapılan histopatolojik incelemede preoperatif kor biyopside olduğu gibi invazif duktal karsinom saptandı.Preoperatif görüntülemelerde ve postoperatif patolojik incelemede tüm hastalarda aksiller tutulum saptandı. Hastalara uygun adjuvan tedaviler uygulandı (Tablo 1).
Tartışma
Erkeklerde meme kanseri sıklığı yaşla birlikte artış göstermektedir. Farklı çalışmalarda ortalama yaş 63’tür (1-4). Bizim serimizde ise yaş ortalaması 61 olarak saptandı. Erkeklerde meme kanseri sıklıkla sert, ağrılı, ülsere, meme başında çekintiye neden olabilen kitle ile tespit edilir. Nadiren meme başında akıntı ilk başvuru bulgusu olabilir (5-8). Hastalarımızın dördünde meme başında çekintiye neden olan ülsere lezyon tespit edilirken, bir hastada meme başı akıntısı, bir hastada da ağrısız kitle tespit edildi.
Erkek meme kanserleri kadınlarda olduğu gibi daha çok sağ memede görülür (9). Çalışmamızda hastaların dördünde sağ memede, ikisinde sol memede kanser saptandı.
Erkek meme kanseri için radyasyon öyküsü, ailede meme kanseri hikayesi önemli risk faktörleridir. Sıklıkla klinik olarak lezyonların benign-malign ayrımı yapılabilir. Ancak kesin tanının konulamadığı durumlarda, meme kanseri için risk faktörü olanlarda, biyopsi amacıyla ve hastalığın yayılımını değerlendirmek için görüntüleme yöntemlerine başvurulmalıdır. Mamografide kalsifikasyon izlenmeyen kitle görülebilir. Ultrasonografi hastalığın lokal yayılımının tespitinde ve aksiller lenf nodu tutulumunu saptamada yararlıdır. Manyetik rezonans (MR) görüntülemenin ise erkek meme kanserinin tanısında endikasyonu olmadığı söylenmektedir (10). Ancak bazı yayınlarda MR’ın giderek erkek meme görüntülemesinde öneminin arttığı vurgulanmaktadır (11).
Erkeklerde meme kanseri çok nadir görüldüğü için çoğu zaman bulgular atlanır, başvuru anında da gözden kaçabilir. Bu nedenle kadınlara göre daha geç tespit edilir ve ileri evre meme kanseri tanısı alır. Bizim serimizdeki tüm olgular teşhiste gecikme nedeniyle ileri evre meme kanseri tanısı aldılar.
Erkek meme kanserlerinin çoğunda ER ve PR pozitifliği saptanır (12,13). Erkek meme kanseri hormon reseptöründen zengin olduğundan primer tedavinin hormonoterapi olduğu savunulmaktadır. Aksiller lenf nodunun pozitif olduğu büyük tümörlerde diğer adjuvan tedaviler de uygulanabilir (14). Çeşitli çalışmalarda hormonoterapi olarak tamoksifen kullanılması gerektiği savunulmuştur (15). Bizim serimizdeki tüm hastalarda ER ve PR pozitifliği saptanırken iki hastada c-erbB2 pozitif saptandı.
Çeşitli çalışmalarda erkek meme kanserlerinde en çok invazif duktal karsinom görüldüğü vurgulanmıştır (16,17). Bizim çalışmamızda da hastaların tümünde patolojik olarak invazif duktal karsinom tespit edildi.
Erkek meme kanseri ile kadın meme kanseri aynı evrede ise benzer prognoza sahiptir. Meme kanseri erkeklerde çok nadir rastlanır ancak tanıda gecikme olduğundan çoğu vakada ileri evrede saptanır.
Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Cihad Tatar
Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, İstanbul, Türkiye
E-posta: [email protected]
Geliş Tarihi/Received: 29 Ocak 2013 Kabul Tarihi/Accepted: 07 Mayıs 2013