ÖZET
Amaç:
Obezite, tüm dünyada hızla artan bir toplum sağlığı problemi haline gelmiştir. Obezitenin kendisi safra kesesi taşı oluşumu için bir risk faktörü olup, bariatrik cerrahi sonrası hızlı kilo verme dönemi de bu riski artıran bir durumdur. Hem obezitenin hem de obezitenin cerrahi tedavisinin safra kesesinde taş oluşumunu artırması, bariatrik cerrahi sırasında kesede taş olmasa bile kolesistektominin de rutin olarak yapılması gerektiğini bir dönem savunulur hale getirmiştir. Biz bu çalışmamızda merkezimizde bariatrik cerrahi kararı verilen hastalarda safra kesesi yaklaşımımızı literatür değerlendirmeleri ile beraber ele almayı amaçladık.
Yöntemler:
Çalışmamızda 2018-2020 yılları arasında İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nde obezite nedeni ile bariatrik cerrahi operasyonu geçiren toplan 185 hastanın bilgileri retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya toplam 185 hasta dahil edildi. Hastalar operasyon tekniklerine göre grup 1 (sleeve gastrektomi) ve grup 2 (gastrik bypass) olacak şekilde ayrıldı.
Bulgular:
Yaş ortalaması 36,43±9,52 yıl, kadın/erkek oranı ise 151 (%81,6)/34 (%18,4) idi. Ortalama vücut kitle indeksi (VKİ) 44,16±5,09 olarak tespit edildi. Postoperatif dönemde 27 (%14,6) hastada safra kesesi taşı oluşurken, 158 (%85,4) hastada safra kesesinde taş tespit edilmedi. Gruplar arasında postoperatif safra kesesi taşı oluşumu açısından anlamlı fark yoktu.
Sonuç:
Literatür ışığında ve klinik tecrübelerimiz sonrası, bariatrik cerrahi öncesi safra kesesi görüntülemesinin asemptomatik hastalarda rutin yapılmasını gerek görmemekte, sadece semptomatik hastalarda eşzamanlı kolesistektomi yapılmasını önermekteyiz.