ÖZET
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Servisi'mizde 1996-2004 yılları arasında primer hiperparatiroidizm nedeniyle ameliyat edilen 15 hastanın tedavi sonuçlarını literatür eşliğinde değerlendirdik. Olguların tamamı kadın olup, ortalama yaş 55.4(35-73) idi. Ortalama takip süresi 8.6 aydı (3-17 ay). Semptomların ortaya çıkışı ile tanı arasında geçen süre ortalama 21.6 aydı (3-48). Tüm hastalarda osteodistrofik değişiklikler mevcuttu. Asemptomatik hastamız yok idi. Ameliyat öncesi lokalizasyon çalışmaları arasında ultrasonografi (USG), manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve Tcsesta MIBI 99m sintigrafisine (Sg) yer verildi. Onbeş hastamızın onbirine bir cerrahi girişim yeterli olurken, bir hastamızda ameliyat sonrası patolojinin lenf nodülü ile uyumlu gelmesi, iki hastamızda piyesin normal ektopik tiroid dokusu olduğu şeklinde rapor edilmesi ve bir hastamızda da piyesin tiroid nodülü ile uyumlu gelmesi üzerine bu dört hastaya mükerrer cerrahi girişim uygulanması gerekmiştir. Sonuç olarak, Türkiye'de primer hiperparatiroidizm henüz yeterince dikkat çekmeyen bir hastalık olup hastaların tanısı nadiren asemptomatik evrede konabilmektedir. Buna karşın batı kaynaklı literatürlerde opere edilen hastaların büyük çoğunluğu asemptomatiktir. Asemptomatik hastalarda oluşabilecek komplikasyonlarla baş edebilmek güç olduğu için bu tür hastalara dahi cerrahi önerilmelidir. Hastalar ameliyat sonrası kendilerini daha iyi hissetmekle birlikte, semptomlarından tamamen arınmaları nadirdir. Tüm bunlara rağmen hiperparatiroidizmde cerrahi vazgeçilmez tedavi modalitesidir.