Hekimlerin Hepatit B Enfeksiyonu Hakkındaki Bilgi, Davranış ve Tutumları
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 153-155
Aralık 2010

Hekimlerin Hepatit B Enfeksiyonu Hakkındaki Bilgi, Davranış ve Tutumları

Med Bull Haseki 2010;48(4):153-155
1. S.B. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 26.10.2010
Kabul Tarihi: 08.11.2010
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Hepatit B (HBV) enfeksiyonu dünyada giderek önem kazanan toplum sağlığı sorunlarından birisidir. Sağlık çalışanları, hepatit B enfeksiyonu yönünden risk altındadırlar.

Yöntemler:

Bu çalışmada Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki hekimlerin HBV bağışıklık durumu, bilgi tutum ve davranıfllarını oluşturulan bir anket formu ile değerlendirdi.

Bulgular:

150 hekim çalışma kapsamına alındı. 9 (%6) hekimin kendi HBV bağışıklık durumu hakkında hiçbir fikri yoktu. 133’ü (%89) hepatit B’ye karşı aşılanmış, 110’unda (%83) yeterli bağışıklık sağlanmıştı. 69’unda (%46) iğne ile şüpheli yaralanma hikayesi vardı. Tüm katılımcılar başlıca bulaş yollarının kan ve cinsel temas olduğunu belirtmişler ancak yalnızca %15’i aile içi bulaş hakkında bilgi sahibiydi.

Sonuç:

Bu sonuçlar , hekimlerin HBV hakkındaki bilgi düzeylerinin arttırılmasına yönelik daha etkili eğitim programlarına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler:
Hekimler, hepatit B, bilgi, davranış, tutum

Giriş

Sağlık çalışanları birçok enfeksiyon hastalığı açısından risk altındadırlar (1). Enfeksiyon etkenlerinin başında hepatit B virüsü (HBV), hepatit C virüsü (HCV) ve insan immün yetersizliğitmezliği virüsü (HIV) gelmektedir. Sağlık çalışanlarının bBu virüslerle sağlık çalışanlarının enfeksiyonu daha çok kan ya da vücut sıvıları (parenteral), enfekte kişilerle yakın temas (horizontal) ve perkütan yaralanmalar ile ilişkilidir (2).

Hepatit B virüs enfeksiyonu halen tüm dünyada en önemli sağlık sorunlarından biridir. Bulaş yollarınınn bilinmesi, önlenmesi ve korunma yöntemlerinin uygulanması ile hepatit B enfeksiyonunun kontrol altına alınması mümkündür. Buna karşın dünya üzerinde 450 milyon, ülkemizde ise üç milyon kişinin hepatit B taşıyıcısı olduğu bilinmektedir (3,4). Dünyada HBV taşıyıcılığının sıklığının ortalama % 6,5 olup, ülkemizde ise %3 ile %7 arasında değişmektedir (5,6).

Sağlık personelinde ise bu oranın 1,5-2 kat daha fazla olduğu bildirilmektedir (6).

Hepatit B enfeksiyonu gerek kendilerini gerekse toplum sağlığını korumak adına en çok hekimleri ilgilendirmektedir. Hekimlerin hastalarını doğru bilgilendirme ve yönlendirmeleri için yeterli bilgiye sahip olmaları son derece önemlidir. Bu çalışmada hastanemizde çalışan hekimlerin hepatit B hakkındaki bilgi, davranış ve tutumlarını belirlemeyi amaçladık.

Yöntemler

S.B. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde farklı birimlerde çalışan 150 hekim çalışma kapsamına alındı. Hekimlerin serolojik özellikleri, aşılanma durumları, HBV olası maruziyetleri, hepatit B enfeksiyonu bulaşma ve korunma şekilleri hakkındaki bilgilerinin sorgulandığı bir anket formu düzenlendi. Hekimlere gözlem altında uygulanan anketlerden elde edilen bilgiler değerlendirildi.

Bulgular

Çalışma kapsamına alınan 150 hekimin yaş ortalaması 32±? (dağılım: 22-55) idi. Hekimlerin 9'u (%6) kendi hepatit B serolojisini bilmemekteydi. 11 (%7) hekim daha önce hepatit B enfeksiyonu geçirmesi, 6altı (%4) hekim ise ihmal etmesi nedeniyle aşılanmamıştı. Aşılanmış olan 133 (%89) kişinin 110'u (%83) bağışıklık geliştiğini, 8'i (%6) anti-HBs oluşmadığını, 15'i (%11) ise bağışıklık durumunu bilmediğini ifade etti. Hekimlerin 9'u (%6) kendisini risk grubunda görmezken 69'u (%46) çalışma hayatında en az bir kez şüpheli yaralanması olduğunu belirtti. Yaralanması olanlardan yalnızca biri aşısız olup maruziyet sonrası hepatit B immünoglobulin ve aşı uygulandığını, geri kalan aşılı kişilerin ise yarısı elini yıkadığını yarısı da hiçbir şey yapmadığını ifade etti. Hekimlerimizin hepatit B enfeksiyonun bulaşma yolları ile ilgili sorulara verdikleri yanıtlar Tablo 1'de gösterilmiştir. HBV enfeksiyonundan korunmaya yönelik bilgi ve tutumları ise tablo 2'de gösterilmiştir.

Tartışma

Sağlık çalışanları mesleksel sorumluluklarını yerine getirirken birçok enfeksiyon hastalığı karşısında risk altındadırlar (7). Girişimsel işlemler sırasında sağlık personeline HBV bulaşma riski milyonda 2,4 oranındadır (8). Amerika Birleşik Devletleri’nde kanla direkt teması olan medikal, dental ve laboratuvar çalışanlarında HBV prevalansı %1-2 iken, kanla direkt teması olmayan sağlık personelinde %0,3 olarak bildirilmektedir (9). Ülkemizde de sağlık personeli için bu oran %2-14 arasındadır (9).

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl Avrupa’da 304 bin sağlık çalışanı HBV ile kontamine delici bir cisimle perkütan travmaya maruz kalmaktadır (10). Ankara’da yapılan bir çalışmada araştırma görevlilerinin %65,5’i kan ve vücut sıvılarıyla ilişkili yaralanmaya maruz kaldıklarını belirtmişlerdir (11) Gücük M. ve ark.’nın araştırmasında da sağlık çalışanlarının %46’sında mesleki uygulamalarda en az bir kere yaralanma olduğu, hekimlerde bunun en sık nedeninin dikkatsizlik olduğu bildirilmiştir (12). Çalışmamızda da hekimlerin yaklaşık yarısı çalışma hayatında en az bir kez şüpheli yaralanması olduğunu belirtmesine rağmen, ancak %6’sı halen kendisini risk grubunda görmediğini ifade etti.

Hekimler gerek yaptıkları cerrahi girişimler gerek kan ve vücut sıvılarıyla temas edebilecekleri müdahaleler nedeniyle parenteral bulaşan hepatit B enfeksiyonunun risk grubunda yer almaktadırlar. Bu nedenle tüm hekimlerin mesleğe başlamadan önce aşılanmış olmaları son derece önemlidir. Ülkemizde sağlık çalışanlarının HBV’ye karşı bağışık olup olmadığının araştırıldığı birçok çalışma mevcuttur. İnci ve ark. (13) doktorlarda HBV için aşılanma oranlarını %80 olarak bulurken, Demir ve ark.(6) bu oranı %55,8 olarak tespit etmişlerdir. İnan ve ark.’nın yaptıkları çalışmada ise hekimlerin aşılanma oranları %74 olarak bildirilmiştir (14). 2006 yılında yapılan bir araştırmada SDÜ Tıp Fakültesinde çalışan doktorların %87’si hepatit B aşısı yaptırdığı tespit edilmiş, %68,4’ünde anti HBs pozitif olarak saptanmıştır. Bu çalışmada da hekimlerin %89’u aşılanmış ve bunların % 83’ünde anti HBs seropozitifliği belirlenmiştir.

Çalışmamızda hekimlerimizin neredeyse yarısının şüpheli yaralanmaya maruz kalmış olmasına rağmen, ancak yine de % 6'sının kendisini risk altında görmemesi ve halen %4'ünün ihmal nedeniyle aşılanmamış olması dikkat çekicidir.

Koruyucu hekimlikte hastalıkların bulaşma yollarının ve korunma yöntemlerinin bilinmesi önemlidir. Hekimlerin hastalarını doğru bilgilendirmesi ve yönlendirmesi ile hastalığın yayılımı bir ölçüde azaltılabilir. Çalışmamızda farklı branşlardan hekimlerin hepsinin hepatit B'nin kan ve cinsel yolla bulaştığını bilmesine karşın aynı evde yaşamanın bir bulaş yolu olabileceği, çok az sayıda hekimce belirtilmiştir. Ev içi bulaş en önemli horizontal geçiş yolu olup hepatit B enfeksiyonu saptanan hastaların birlikte yaşadığı kişilerin mutlaka taranması ve seronegatif olanların aşılanması gerekmektedir (15). Bugün hala çok sayıda hekimin bu bulaş yolundan habersiz oluşunun, hasta ve yakınlarının yanlış yönlendirilmesine ve dolayısıyla da hastalığın gelecek nesillere taşınmasına katkıda bulunacağını düşünmekteyiz.

Sonuç olarak; Hepatit B enfeksiyonu için hem yüksek riskli grupta yer alıp hem de toplum sağlığını korumada en önemli rolü üstlenen hekim topluluğunun hepatit B enfeksiyonu ile ilgili bilgi ve tutumlarında eksiklikler olduğu göze çarpmaktadır. Tıp fakültelerinde öğrencilerin aşılanması ve hepatit B ile ilgili eğitim programlarının güçlendirilmesi bu eksikliklerin giderilmesini mümkün kılabilir.